Bursa'da sendikalar eğitimde şiddet için ayakta!

Bursa'da sendikalar eğitimde şiddet için ayakta!

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM SEN), Hürriyetçi Eğitim Sen, Eğitim ve Bilim İş Görenleri Sendikası (EĞİTİM İŞ), Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖB-SEN), Anadolu Eğitim Sendikası ve Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası (TEÇ SEN) "Şiddet Yasası İstiyoruz" konusu altında yürüyüş gerçekleştiriyor. Yürüyüşün ardından ortak basın açıklaması gerçekleştirildi.

2024.05.10 10:55 - Son Güncellenme: 2024.05.10 15:27 - Bursa Bölge - MAHMUT VURAL
A
Bursa'da sendikalar eğitimde şiddet için ayakta!
00:56 Bursa'da sendikalar eğitimde şiddet için ayakta!

İLGİLİ VİDEO

Bursa'da sendikalar eğitimde şiddet için ayakta!

MAHMUT VURAL - FURKAN ŞAHİN / BURSADA BUGÜN 

7 Mart'ta İstanbul'da özel bir lisede öğretmenlik yapan okul müdürü İbrahim Oktugan, okuldan atılan yabancı uyruklu öğrenci tarafından 3 el ateş edilerek öldürüldü. Yaşanan olay sonrası Bursa'da EĞİTİM SEN, Hürriyetçi Eğitim Sen, EĞİTİM İŞ, TÖB-SEN ve TEÇ-SEN "Şiddet Yasası İstiyoruz" konusu adı altında yürüyüş gerçekleştirildi.

Yapılan yürüyüş 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'ndan başlayacak ve Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde son bulacak. 

Yürüyüş sonrası ise sendikalar, ortak basın açıklaması düzenleyecek. 

Yürüyüşe İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaşv e çok sayıda sendikanın başkanı katıldı. Yürüyüşte sendika üyeleri "Birleşe Birleşe Kazanacağız", "Bakan istifa" sloganları attı 

Yürüyüşe katılan sendikalar basın açıklaması yaparak "Şiddet Yasası" istediklerini vurguladı. 

EĞİTİM-SEN Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem'in konuşmasından satır başları şöyle: 

Toplum olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta, iş yerlerinde her gün karşı karşıya kaldığımız şiddet olgusunun uzun süredir okullarımızı da sarmalamış olması, çok sayıda meslektaşımızın şiddetin hedefi haline gelmesine neden olmaktadır. Öncelikle kabul etmek gerekir ki okullarımızın sık sık şiddet haberleriyle gündeme gelmesinde başta MEB olmak üzere, tüm yetkililerin sorumluluğu vardır. Toplum olarak hayatımızın her aşamasında yer alan şiddet olgusu, eğitim kurumlarını, okullarımızı ve öğretmenlerimizi de hedef almış durumdadır.

"EĞİTİM POLİTİKALARI YAP BOZ TAHTASINA DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR"

Yaşanan bu şiddet olayları; adeta bir bakanlık politikasına dönüştürülen, eğitim emekçilerinin itibarsızlaştırılmasından ayrı düşünülemez. Bugün bir eğitim emekçisini hayattan koparan, ne basit bir öfke krizi, ne failin öğrenci ya da veli oluşu, ne de öğrencinin uyruğu ile ilgilidir. Bizzat bakanın yaptığı açıklamalarda, eğitim sisteminde yaşanan  olumsuzlukların temel nedeni olarak öğretmenlerin gösterilmesi, CİMER uygulamasının velilerin elinde bir sopaya dönüştürülmesi, MEB'in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine, öğretmenleri ve idarecileri, veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, yaşananlara zemin oluşturmuştur. Yıllardır yaptığımız tüm uyarılara rağmen önlem alınmamış, aksine Milli Eğitim Bakanlığı ideolojik örgütlenme alanına evrilmiş, eğitim politikaları yap boz tahtasına dönüştürülmüştür.

MEB acilen; Okullardaki şiddetin nedenlerini ortaya çıkarmalı, eğitim emekçilerinin can güvenliği sağlamalıdır. Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek  için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmasını sağlamalıdır. İçi bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içeriklerle doldurulan müfredat  yerine, şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten, toplumsal yaşam derslerini içeren öğretim programları hazırlanmalıdır.

Hürriyetçi Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Sedat Gençler'in konuşmasından satır başları şöyle:

Artık yeter, can korkusuyla çalışmak istemiyoruz. Can güvenliğimiz sağlansın, gerekli tedbirler alınsın. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzların sorumlusu olarak sadece bizleri gösterdi.

CAN KORKUSUYLA ÇALIŞMAK İSTEMİYORUZ"

CİMER'in bizlerin üstünde bir silah olarak sadece durması ve idarecilerin velilerle sürekli olarak karşı karşıya kalması işte bu elim olayı doğurmuştur. Bu ülkede, okulda öğretmen öldürüldü, bu ülkede odasında bir okul müdürü öldürüldü. Bu ülkede odasında okul müdürü öldürüldü. Bir kısım medya ve bir kısım başka mecralar tarafından neden bu çocuk bu işi yaptı diye sorgulandı. Bizim aslında sorgulamamız gereken şey, bu canice hareketin ne olursa olsun direkt olarak şiddetle kınanmasıydı. Bizim sadece bir bakanımız var. Görevi sadece bize bakmak olan. Biz bize bakmak olan bir bakan değil gerçekten bizlerin hakkını her ortamda, her alanda savunan bir bakan istiyoruz"

EĞİTİM-İŞ Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy'un konuşmasından satır başları şöyle: 

Bugün böylesine büyük bir dayanışmayı gösteren, İbrahim Öğretmenimizin acısını yüreğinde hisseden, okulların kapısına kilit vurarak meydanlara koşan, "artık yeter! Yasta değil, İsyandayız" diye öfkesini haykırmak için alanları dolduran eğitim emekçisi dostlarım, dayanışmanızı selamlıyorum.

"BU ELİ YARATANLARA İSYANDAYIZ"

3 gün önce bu ülkede görevi başında bir öğretmen "daha" öldürüldü, bundan öncekiler gibi!  Bu ülkede bir okulda bir öğretmen "daha" görevi başında öldürüldü. Hem de ona kurşun sıkan el, geleceğe hazırlamak için emek verdiği bir öğrencisinin eliydi. Peki, ya bu eli yaratanlar...

Evet; üzgünüz, acılıyız, öfkeliyiz ama en çok da İsyandayız! Bu eli yaratanlara İsyandayız.

"ÖĞRETMENLERE ATILAN YUMRUKLAR DA SİZİNDİR"

Eğitim çalışanlarını baskının ve şiddetin kıskacına alanlara, bu liyakatsiz düzene, idari baskılarla yıldırdıkları öğretmenleri bir de velilerin önüne atarak şiddete maruz bırakanlara isyandayız. Öğretmenlere toplum önünde saygısızca sözler sarf edenlere, ''velimi üzeni ben de üzerim'' diyenlere, öğretmeni cami avlusunda yem bekleyen güvercinlere benzetenlere, 1 milyona yakın öğretmeni işsiz bırakıp özel okul patronlarının insafına terk edenlere, mevsimlik işçi gibi ücretli öğretmen alan, öğretmeni zincir marketlerde reyon elemanı olmaya mahkum edenlere isyandayız. 

Onlara sesleniyoruz ve gerçeği biliyoruz: Üç gün önce İstanbul'da İbrahim öğretmeni öldürmek için tetiği çeken el de sizindir, daha dün Bursa'da, Sivas'ta, memleketin dört bir yerinde öğretmenlere atılan yumruklar da sizindir.

Bu bir "alın yazısı" değildir. Her fırsatta öğretmenin mesleki saygınlığını ayaklar altına alan bilinçli politikalarınızın bir sonucudur, yarattığınız Yeni Türkiye'dir.

"BU DAYANIŞMAMIZI BÜYÜTECEĞİZ"

Okullarında öğretmenleri kurşun yağmuruna tutuluyor ve tarikatları canhıraş koruyan bakan, öğretmen ölürken kınamakla yetiniyorsa, bu yozlaşmış eğitim ortamını yaratanların Yeni Türkiyesi'dir. Cehaletin övüldüğü, eğitimin niteliksizleştiği, gerici müfredatlarla bilimin yerini hurafelerin aldığı, hukukun işlemediği Yeni Türkiye'dir. Biz Eğitim-İş olarak, öğretmenlik mesleği hak ettiği toplumsal saygınlığa kavuşana kadar, Atatürk'ün emaneti okullarda bilim ve laik eğitim anlayışı yeniden hakim oluncaya kadar, öğretmene yönelen şiddeti caydırıcı önlemlerle ortadan kaldırmak için "Eğitimde şiddet yasası" çıkarılıncaya kadar yılmadan mücadele edeceğiz ve bu dayanışmamızı büyüteceğiz. Bugün Bursa'da ve Türkiye'de meslek onuruna sahip çıkmak için okulların kapısına kilit vurarak alanları dolduran tüm eğitim emekçisi dostlarımı kutluyorum. Fakir Baykurt'un dediği gibi "Öğretmen Ders Verir" Bir kez daha ders verdiniz!"

"KUTSAL OLAN ADİL BİR YAŞAM"

TÖB SEN Bursa Şube Başkanı Serkan Bebek'in konuşmasından satır başları şöyle:

Kutsal olan onurlu bir yaşam, kutsal olan adil bir yaşam ve  kutsal olan haysiyetli bir yaşam. Şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum; biz bugün burada eğitim çalışanlarına, yaşanan şiddete hayır demek, dinlemek için bir araya geldik. Şiddetin kimden, hangi dinden geldiğini öncelemek isteyenlere buradan sesleniyoruz. Dünyayı tanımayan ve dünyayı yoksulluğa, açlığa mahkum eden emperyalistlerdir ve onların iş birlikçileridir"

Diğer Bursa Haberleri - Bölge Haberleri için tıklayın


2024.05.10 10:55 - Son Güncellenme: 2024.05.10 15:27 - MAHMUT VURAL
A