TMMOB Bursa İKK'den kentsel dönüşüm önerileri

TMMOB Bursa İKK'den kentsel dönüşüm önerileri

TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, doğal ve yapay afetlere karşı tedbirler hakkında bir basın açıklaması düzenledi.

2024.06.26 12:46 - Son Güncellenme: 2024.06.26 13:02 - Bursa Bölge - MERVE DENİZ EKİCİ
A
TMMOB Bursa İKK'den kentsel dönüşüm önerileri

MERVE DENİZ EKİCİ / BURSADA BUGÜN

TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, doğal ve yapay afetlere karşı tedbirler hakkında BAOB Mimarlar Odası Konferans Salonu'nda açıklama gerçekleştirdi.

"HIZLI VE PLANSIZ KENTLEŞME ÜLKE KALKINMASINA ZARAR VERMEKTEDİR"

 Açıklamayı Mimarlar Odası Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek gerçekleştirdi. Şimşek, "Bu durum artık salt meslek odaları tarafından dile getirilen değil, devletin tüm kurumları, yerel yönetimler tarafından da hatta yurttaşlarca da bilince taşınması gereken bir gerçekliktir. Devletin tüm kurumlarının, stratejilerini, planlamalarını, uygulamalarını bu gerçekliği dikkate alarak yapmaları da bir zorunluluktur. Tüm ülkenin en önemli sorunlarından olan hızlı ve plansız kentleşme, kentlerdeki nüfus yoğunluğu, çevresel tahribatlar ve iklim değişikliğinin etkisiyle artan afetler ve sonucunda yaşanan can ve mal kayıpları ülke kalkınmasına da zarar veren önemli sebeplerdir. Kalkınmanın sürdürülebilir olması için ülkemizde afet risklerinin anlaşılması, risk azaltıcı tedbirlerin alınması ve çoklu tehlikelere karşı hazırlık kapasitesinin artırılması çok önemlidir" şeklinde açıklamalarda bulundu.

"ŞEHİR İÇİ YANGINLAR CİDDİ KAYIPLARA SEBEP OLMAKTADIR"

Şimşek, "Başta Karadeniz Bölgesi'nde olmak üzere artık Ülkemizin pek çok yerinde kuvvetli yağışlar nedeniyle yaşanan su baskını, heyelan felaketleri de kaygı verici boyuta ulaşmıştır. İklim anormalliklerinin de etkisiyle son on yıldır giderek artan bu felaketlere karşın, yerleşim yerlerinde yıkımlara sebep olan ve yıllardır uygulanan yanlış ve/veya eksik altyapı, kentleşme ve yapılaşma politikaları bunca yaşanan acılara ve kayıplara rağmen sürdürülmektedir. Yine gerek ormanlarda gerekse artık sanayi alanlarında sık sık görmeye başladığımız şehir içi yangınlar da ciddi kayıplara sebep olan bunun yanı sıra ayrı çevre sorunlarına yol açan felaketler olarak ilk sıralarda yerini almıştır. Şehirlerimizin ve yapılarımızın afetlere hazırlıklı hale getirilmesini sürekli olarak tekrarlıyoruz. Yaptığımız tüm uyarılara, yayımladığımız tüm raporlara, gerçekleştirdiğimiz tüm bilimsel etkinliklere rağmen bugüne kadar afetlere hazırlık konusunda yeterli adımlar atılmadı" dedi.

''İMAR AFLARIYLA BELİRSİZ YAPILAR MEŞRULAŞTI''

Mimarlar Odası Başkanı Şimşek, son 20 yılda 2,7 milyar metrekare alan için inşaat izni verilerek 2 milyon 144 bin 656 yeni yapı ruhsatı düzenlendiğini belirterek, "13 milyon 348 bin 492 konut üretildi. Bu konutlardan ne kadarının doğru zemin etüdü, uygun mimarlık, mühendislik proje süreçlerini ve gerekli denetimi gördüğü belirsizdir. Çıkarılan imar aflarıyla afet riski altındaki alanlarda olup olmadıklarına, kıyı alanları, tarım arazileri, orman alanları, içme suyu havzaları ve tarihi, doğal, arkeolojik sit alanları üzerine inşa edilip edilmediklerine bakılmaksızın; 3 milyon 119 bin 947 kaçak ve imara aykırı yapı için 26 milyar 151 milyon 389 bin 263 TL yapı kayıt belge bedeli alınarak riskli yapılar meşru hale geldi. Yapı güvenliği olmayan, planlama, mimarlık ve mühendislik süreçlerinden geçmemiş, teknik olarak sağlık ve güvenlik koşulları belirsiz toplam 7 milyon 393 bin 413 bağımsız bölüme kullanma izni niteliği taşıyan belge düzenlendi" ifadelerini kullandı. 
 
KENTSEL DÖNÜŞÜM ADI ALTINDA AMACINDAN SAPTIRILDI
 
Şimşek, "Son 11 yıl içerisinde ülke genelinde sadece 238 bin civarında riskli yapıya "Kentsel Dönüşüm" adı altında müdahale edilerek yenilenmesi sağlandı. TBMM' nin Kahramanmaraş Depremleri'nden sonra çıkarttığı Mayıs 2023 tarihli raporuna bakıldığında 2012 yılından bu yana Ülkede riskli olduğu düşünülen yapı miktarının sadece %3-4 civarındaki kısmı yenilenebildi. Kentlerin yeniden yapılandırılması ve depreme dayanıksız binaların yenilenmesi için gerekli olan 'Kentsel Dönüşüm' uygulamaları özellikle son yıllarda amacından saptırılarak inşaat firmalarına kaynak aktarılmasının, kentsel rantların belli kesimlerde toplanmasının bir aracı haline getirildi. Kent merkezlerinde bulunan afet toplanma alanı statüsünde park, bahçe ve meydanlar yapılaşmaya açılarak afet sonrasında yaşamı sürdürmeye olanak verecek güvenli alanlar ortadan kaldırıldı" şeklinde konuştu. 

DEPREM KİMYASAL FELAKETLERİ DE GETİRECEK
 
Olası bir Marmara Depremi'nde yapısal yıkımla beraber büyük kimyasal felaketlerin de gelebileceğini belirten Şimşek, "Bursa özelinden bakarsak; İlimiz sınırları içerisinde 17 adet organize sanayi bölgesi bulunmakta ve bu organize sanayi bölgelerinin büyük çoğunluğunun şehir merkezine çok yakın olduklarını düşünürsek, olası bir deprem durumunda yaşanacak olan kimyasal tehlikeler depremin yıkımını daha da şiddetli boyutlara taşıyacağı apaçık ortadadır. Kimyasal madde ve boya üreten fabrikaları, kimyasal tanklar, kimyasal malzeme depoları, benzin istasyonları ve kontrolsüz merdiven altı üretim yapan üretim atölyeleri doğal afet durumunda potansiyel tehlike kaynaklarıdır ve yıkımlarının sonuçları çok ciddi olacaktır" dedi.

TMMOB İKK'DAN KENTSEL DÖNÜŞÜM ÖNERİLERİ

TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, kentsel dönüşüm hakkında çözüm önerilerini şu şekilde açıkladı:
 
*Devlet tüm yurttaşlara eşit, sağlıklı, güvenlikli yaşama koşullarında nitelikli yaşam çevreleri sağlamakla yükümlüdür. Salgın, afet ve kriz koşullarında başarılı iyileşme süreçleri için alınacak önlemlerin bilimsel ilkeler ve gerçeklerle, toplum yararı gözetilerek oluşturulması; afet yönetimi hakkında geliştirilecek politikaların bilim insanlarını, meslek odalarını, akademik kuruluşları ve ilgili uzmanlıkları dikkate alarak oluşturulması zorunludur. Bugüne kadar pek çok yurttaşın hayatına mal olmuş ve olmaya devam eden, büyük yıkımlara ve kayıplara sebep olan rant odaklı planlama, kentleşme ve yapılaşma politikaları terk edilmelidir.

 *Yapı denetimi sistemi TMMOB ve bağlı odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla kamusal bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir. Yapılaşmadan kaynaklanan risklerin bertaraf edilmesi için doğru ve yeterli bir 'risk yönetim' sistemi oluşturulmalıdır.

*Bölgesel ve kentsel ölçekte 'sakınım planları' hazırlanmalıdır. Ülke genelindeki yapılar incelenmeli, riskli yapılar tespit edilmeli ve güvenli hale getirilmelidir. Uygun olmayan zemin ve arazilerdeki yapılar derhal boşaltılmalıdır. Tüm yaşam alanlarımız bilimin ve teknolojinin rehberliğinde, insanların ihtiyaçları doğrultusunda ve doğayla barışık biçimde yapılandırılmalıdır.
 
*Güvenli yapılaşmanın sağlanması ve tüm bu süreçlerin sağlıklı işletilebilmesi için meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci modeli benimsenmelidir.
 
*1938 yılından bugüne değiştirilmemiş olan 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Kanunu değiştirilmeli Meslek Odalarının kendi meslektaşlarını yetkinliklerine göre belgelendirme ve yetkilendirme hakkı getirilmelidir. Tüm dünyada olduğu gibi meslek içi eğitim, mesleki bilgiyi-deneyimi ölçme ve değerlendirme, mesleki faaliyetlerin ve meslek etiğinin takibi gibi süreçler ancak Meslek Kuruluşları aracılığı ile yapılabilir ve sürekliliği sağlanabilir.
 
*Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, gerek kamu kurumlarının, gerekse kamusal alanların ihtiyaç duyduğu nitelikli mühendislik hizmetlerini tanımlarken Meslek Odalarının belgelendirme sistemlerini baz almalıdır. İmar Kanunu, Yapı Denetim Kanunu, Afetlerle ilgili Kanunlar, İhale Kanunu gibi yapılaşmayı belirleyen pek çok kanun ve bağlı yönetmelik, şartname ve tebliğlerinde tarif edilmeye çalışılan mühendislik, mimarlık ve planlama hizmetleri Meslek Odalarının vereceği belgeler ile tanımlanmalıdır.
 
*38 yıl önce, yürürlüğe giren ve "Amaç" başlığı altında dahi afet güvenliğini göz ardı etmiş olan 3194 sayılı İmar Kanunu günümüz şehircilik, planlama, yapı üretim ve denetim hizmet ihtiyaçlarına yanıt veremez ve ulusal afet mevzuatıyla kopuk bir durumdadır. İmar yasasının BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan "İnsan Odaklı Dirençli Kentler" yaratılmasına hizmet edecek, afet mevzuatı ile uyumlu, mevcut planlama sürecindeki karmaşayı giderecek şekilde yeni bir "İmar Kanunu" hazırlanmalıdır.
 
*Afet öncesi önlemlerin de afet sonrası iyileştirme süreçlerinin de yeni yerleşimlerin de bu bağlamda bilimsel ilkeler gözetilerek, bilim insanlarının, meslek odalarının, akademik kuruluşların ve ilgili uzmanlıkların görüşleri dikkate alınarak toplum yararı doğrultusunda oluşturulmalıdır.
 
Son olarak TMMOB Bursa İKK, Bursa İl Afet Riski Azaltma Planı'nın eksiklerinin giderilmesi ve uygulanması için tavizsiz bir irade konulmasını beklediklerini vurguladı.

 

Diğer Bursa Haberleri - Bölge Haberleri için tıklayın


2024.06.26 12:46 - Son Güncellenme: 2024.06.26 13:02 - MERVE DENİZ EKİCİ
A